Kuranı Kerimdeki 114 Süre ve Anlamları !!! Konbuyu başlatan harekat; Başlangıç tarihi 25 Tem 2011; Etiketler 114 sure anlamä± 114 sure anlamlarä± Geceyekatılan Belçika Federal Milletvekili ve St. Joose Ten Nood Belediye Başkanı Sayın Emir KIR, Federal Milletvekili Sayın Veli Yüksel, Brüksel Milletveklleri köylümüz Sayın Mahinur Özdemir, Sayın Hasan Koyuncu, Sayın Şevket Temiz, Schaerbeek Belediye Başkan yardımcısı köylümüz Sayın Sadık Köksal, Sayın Sait Köse, Gent Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Resul AihlKuranı Kerim - 9.Sınıf. Aihl Temel Dinî Bilgiler - 9.Sınıf. Akaid - AİHL Meslek. Hitabet ve Mesleki Uygulama - AİHL Meslek. Hüsni Hat - AİHL Seçmeli. Kuranda geçen erkek ve kız isimLeri nelerdir Kuranda geçen erkek ve kız isimLeri bir kaç kaynaktan bulduk arkadaşlarım umarım eksiğimiz yoktur. Çocuğumuz yakında doğacak ama ona isim bulmakta zorlanıyoruz, istiyoruz ki isim Kuranı Kerimden bir isim olsun, işte sizlere hem isimler hemde anlamları arkadaşlarım. KuranıKerimdeki vakıf ve vasıllar nelerdir vasil; Paylaş: Facebook Google+ Twitter LinkedIn Email. Bu soruya cevap vermek için lütfen giriş yapınız veya Kuran-ı Kerimdeki âyetlerin ve hadis-i şeriflerin zâhir ve âşikâr mânalarından ayrılarak, usûlsüz ve yanlış teviller ile âyet ve hadislerin gizli ve sırlı mânalarını bulmak 4j2qNd. KUR’AN-I KERİM İŞARETLERİ Kur’an-ı Kerîm okuyanların âyet mânâsının bozulmasına sebep olan hatalar yapmamaları için Kur”an-ı Kerîm metinlerine küçük harflerle işaretler konulmuştur. Bu işaretlere dikkat edilerek okunursa hatasız okuma sağlanır. Kur’an-ı Kerim’de,önemli ve bilmemiz gereken duraklari , kelimelerin üstünde ve altında bazı işaretler bulunur ki bunlara “secavend duraklama” adı verilir. م “Mim” durağında kesinlikle durmak lazımdır. Aksi hâlde anlamı değişir. ط “Tı” durağında; Mim durağı gibi kesin olmamakla birlikte durmak, geçmekten daha iyidir. ج “Cim” durağında durulabilir de, geçilebilir de… Ancak durmak, geçmekten daha iyidir. ز ”Ze” durağında geçmek, durmaktan daha iyidir. Çok gerekirse durulabilir. Okuyucunun nefesi yetmezse bu durakta durabilir. Müsaade işaretidir. ص ”Sad” okuyucuların nefesi yetmezse bu durakta durabilir. Müsaade işaretidir. لا “Lamelif ” durağında durulmaz. Eğer durulmuş ise durulan yere bakılır Ayet sonu ise diğer âyetin başından başlanarak devam edilir. Âyet arası ise önceki kelimelerden uygun olanından başlanarak devam edilir. قف ”Gıf” “Dur” demektir. Durmak iyi görülmüştür. صلي “Geç” demektir. Bu işaretin olduğu yerde geçmek iyi görülmüştür. ك ”Kef” Kendinden önceki vakıf/durak işaretinin hükmündedir. “Yukarıdaki gibi” demektir. ع ”Ayn” Rükû” işaretidir. Bu işaretin bulunduğu yerde konu bitmiş, yeni konuya girilecektir. Namazda bu gibi yerlerde okumaya son vererek Rükû” yapmak daha uygundur. ق ”Gaf” Bu işarette durulabilir, fakat durmayıp geçmek daha iyidir. .__. Birbirine yakın üç noktaya “vakf-ı muanekâ” denir. Bunlardan birinde durulmuş ise diğerinde geçmek gerekir. Aksi halde mânâ bozulur. مد “Med” yazısı uzatma işaretlerinin bulunmadığı fakat uzatmanın gerekli olduğu harfin altında olur ve o harfin harekesince bir elif denilecek zaman süresince uzatılacağını gösterir. قصر “Kasr” yazısı uzatılma yapılması gerektiği zannedilen yerde uzatma yapılmaması uyarısı olarak harfin altına konulur. “Nûn” harfi esre harekeli olarak, ilki iki esreli iki kelimenin arasında ve altında bulunur. Önceki kelimenin son harfinde bulunan iki esreden birisi okunmaz. Yani tenvînin cezimli “Nûn”u düşer ve “nûn” harfi esreli olarak iki kelimeyi birbirine bağlatarak okutur. س “Sin” harfi kelimede bulunan Sad” harfinin altında olursa, “Sad” harfinin hem “Sad” hem de “Sîn” gibi okunabileceğini gösterir. سكته “Sekte” ; Kur”an-ı Kerîm”in “4 yerinde bu işaret vardır. Cehren/aşikar okunurken nefes kesilıneksizin susularak bir miktar durulacağını belirtir. اماله ”İmale” Yalnız Hud suresinin 41. âyetinde geçer. Mecrahâ kelimesinin altında imâle yazar. Buradaki ra harfi, üstünden esreye doğru meyillendirilerek okunur. Mecrihâ diye okunmaz. Okunuşunu, bilen birisinden öğrenmek gerekir. تسهيل ”Teshil” Kolaylaştırmak demektir. Birbirini takip eden iki hemzeden ikincisi, “elif” ile “he” sesi arasında yumuşak olarak okunur. Kur’an-ı Kerim, Allah’ın son Peygamberi Hz Muhammed sav vasıtasıyla inzal ettiği İlâhî ve son kitaptır. Arapça olarak indirilmiştir. Bir tek harfinin bile değiştirilmesi mümkün değildir. Sahih kaynaklara göre Cebrail aracılığı ile 611 yılından 632 yılına kadar 22 sene 2 ay 22 gün süren bir zaman içinde aralıklarla nazil olmuştur. İlk ayetleri Alak Sûresinin “Oku!” kelimesiyle başlayan ayetleridir. 114 sure ve 6666 ayetten müteşekkildir. Sûreleri Mekke ve Medine’de nazil oluşlarına göre Mekkî ve Medenî Sûreler diye adlandırılır. Kur’an, kendisinden önce indirilen Tevrat, Zebur, İncil ve suhufların ameli hükümlerini kaldırmış ve bu kitapla Allah, dini olan İslâm’ı tamamlamıştır. Ayetleri insan ruhuna hitap eden derin bir tesire sahiptir. O’nun üzerinde bir söz söylemek asla mümkün olamaz. Edebiyatın en muhteşem devirlerinin yaşandığı Arabistan’da nazil olmaya başlayınca, en kuvvetli edipler bile şaşkınlıklarını gizleyememişler ve “Bundan üstün söz olamaz” demişlerdir. Kur’an, başlı başına bir mûcizedir. Her ayetinde sayısız hikmet ve eşsiz bilgiler saklıdır. Geçmiş ve gelecek hadiseleri açıklamıştır. İçinde Allah’a hamd ve övgülerden bahseden kısımlar, emirler, yasaklar, mükafaat vaadeden bölümler, cezalardan bahseden kısımlar, meseller, Peygamberlerin hayat hikayeleri, Kabil ve Habil meselesi, Ad, Semud ve Ashab-ı Medyan hakkında bilgi, yüz sene ölüp sona diriltilenler, Ehl-i Kehf kıssası, cennetleri olan iki şahsın hikayeleri, Harut ve Marut, ölümden kaçanların hadisesi, Fil vakası Mahv edilen köy şehir ve milletlerin hikayeleri, mümin, münafık ve kafirlerin halleri ve akla gelebilecek her türlü ilmin özü vardır. Kur’an ne şiir ne de nesirdir. O, Allah kelamıdır. Çünkü insanlar ancak şiir veya nesir vasıtasıyla konuşur ve yazabilirler. Kur’an okuma ve yazması olmayan ümmi bir Peygambere indirildiği için Allah sözü oluşu bir kere daha açığa çıkar. O, Resulullah’ın en büyük mucizesi sayılır. O’ndan bütün insanlar istifa edebilirler. Zira hükümleri bütün insanlar için geçerlidir. Kur’an, Peygamberimize vahyedilmiştir. O, kendisine vahyedilen her ayeti katipleri denilen arkadaşlarına yazdırmıştır. Onlar o zaman kağıt mevcut olmadığından bu ayetleri enli taşlara, derilere veya kemikler üzerine yazıyorlardı. Peygamberimizin vefatından sonra Hz Ömer’in teşvikiyle halife Hz Ebû Bekir, Vahy Katiplerinden, doğruluk ve ilim sahibi Zeyd Bin Sabit’i Kur’an ayetlerini bir araya getirmekle görevlendirdi. Ayetlerin ve surelerin yeri ve sırası zaten Hz Peygamber tarafından tayin ve tesbit edilmişti. Hz Zeyd Bin Sabit’in yaptığı bu çalışma Kur’an’ın kitap şeklinde son ve kati bir nüshasını ortaya çıkarmıştır. Hz Osman zamanında bu ilk nüsha çoğaltılmış ve İslâm memleketlerine gönderilmiştir. Verilen emre göre bütün müslümanlar Kur’an’larını bu nüshaya göre yazacaklar ve hiç bir karışıklığa meydan verilmeyecekti. Aradan uzun asırler geçtikten sonra Almanya’da Münih Üniversitesi’nde kurulan “Kur’an Araştırmaları Enstitüsü”, bütün dünyadan topladığı Kur’an nüshasını bir araya getirip incelemiş, 50 yıl süren bu çalışma neticesinde Kur’an-ı Kerimler arasında hiç bir nüsha farkı olmadığını ve hepsinin aynı şekilde yazılıp, tertip edildiğini bütün dünyaya duyurmuştur. Bu da Kur’an’ın asla değiştirilemiyeceğinin açık bir örneğidir. Yeryüzünde en çok ezberlenen kitap O’dur. Dünyada yüzbinlerce insan Kur’an hafızıdır. Bu husus da Kur’an’ın son derece anlaşılır olduğunu, dil ve üslubunun mükemmeliyiteni ve nihayet edebi bir mûcize olduğunu gösterir. Kur’an-ı Kerim’in başka isimleri de vardır. Bunların 90 veya 55 adet olduğu zikredilmiştir. En çok kullanılanları 1— El-Kitap Kur’an’da 230 defa geçer 2— Ummu’l Kitap 3— El-Mesanî 4— Kelâm 5— Nûr 6— Zikr 7— Hikmet 8— Vahy 9— Beyan Tüm telif hakları saklıdır.

kuranı kerimdeki duraklar ve anlamları