czV2. VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇLARINDA HAPİS CEZASI ÜST SINIRI BEŞ VE SEKİZ YILA ÇIKIYOR, PARA CEZASINI ÖDEYENE İNDİRİM GELİYOR!Vergi Usul Kanunu'nun 359’uncu maddesi vergi kanunlarında hapis cezasını düzenleyen madde olup yıllardır belki de en çok tartışılan madde olmaya devam etmiştir. “Hazineye Ait Taşınmaz Mallann Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanım ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” Taslağında VUK 359’da ciddi değişiklikler 359 a fıkrasındaki hapis cezasının üst limiti üç yıldan beş yıla ve b, c, ç fıkralarındaki üst limit ise beş yıldan sekiz yıla yükseltiliyor. Şüphesiz bu düzenleme ile sahte fatura düzenleme ve kullanma fiillerinin azaltılması amaçlanıyor. Özellikle mal ve hizmet satın aldığı mükellefler hakkında olumsuzluk olduğunu bilmeyen mükellefler bakımından ciddi sıkıntılar bulunmakta idi. İşte cezanın sınırının yükseltilmesi bu mükellefleri daha fazla sıkıntıya ile VUK 359’da yapılacak değişiklikler aşağıdaki gibi 4 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin a fıkrasında yer alan "üç" ibaresi "beş" şeklinde, b, c ve ç fıkralarmda yer alan "beş" ibareleri "sekiz" şeklinde değiştirilmiş ve maddeye son fıkrasından önce gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir."Bu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığını tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yansı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilir. Tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yarı oranında indirilir. Yukarıdaki fıkralarda belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır. Bu maddede düzenlenen suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanununun 43 üncü maddesi uygulanır."Türk Ceza Kanununun 43’üncü maddesi “zincirleme suç”u düzenlemekte olup madde metni aşağıdaki gibidir.“Madde 43- 1 Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.2 Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.3 Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz”Taslak öncesi mevcut düzenlemede TCK 43’e atıf yapılmaz iken taslak ile TCK 43’e atıf yapılmaktadır. Mevcut durumda da uygulamada mahkemeler TCK 43’ü kararlarında işletmekte 5-213 sayılı Kanunun 367 nci maddesine dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir."359 uncu maddede yazılı suçlara ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, başka bir kişi tarafından veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişi bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartı aranmaz."MADDE 6-213 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir."GEÇİCÎ MADDE 34- Haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar, 359 uncu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yansı ve buna isabet eden gecikme zammını, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Hazineye ödedikleri takdirde 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla soruşturma evresi için yapılan etkin pişmanlık düzenlemesinden faydalanabilir. Bu fıkrada belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi fıkra hükümleri bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde soruşturma ve kovuşturma evresinde bulunan dosyalar hakkında da uygulanır. Bu takdirde, ödemenin hüküm verilinceye kadar yapılması şarttır. Bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde 359 uncu madde kapsamına giren suçlardan dolayı temyiz veya istinaf kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalardan, 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemeler nedeniyle lehe değerlendirme yapılması gereken dosyalar hakkında bozma kararı verilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyalar gelişlerindeki usule uygun olarak ilk derece mahkemelerine gönderilir. 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemelerde yer alan zincirleme suça ilişkin koşulların belirlenmesi, duruşma açılmak suretiyle yapılır."VUK 359 yıllardır tartışılan bir maddedir. VUK 359 çok detaylı olarak tartışılmalı ve kuralları mümkün olduğunca yoruma fırsat verilmeksizin çok net olarak ortaya konulmalıdır. Bu haliyle çok tartışmalıdır ve uygulamada çok ciddi mağduriyetler yaşanmaktadır. VUK 359’da yapılacak olan cezanın üst limitinin artırılması mükelleflerin sahta fatura kullanmasını kanaatimce azaltmayacak, mağduriyetleri artıracaktır. Sahte fatura kullanımı engellenmek isteniyor ise öncelikle sahte fatura düzenleyenlerin mümkün olduğunca güncel olarak tespit edilmesi ve bu düzenleyicilerin tüm vergi mükelleflerine bildirimi şarttır. Mükellefler mal ve hizmet aldığı mükellefler hakkında olumsuzluk olup olmadığını görebilmelidir. Buna engel olarak vergi mahremiyeti gösteriliyor ki, sahte fatura düzenleyenin vergi mahremiyeti hakkında çok fazla problemli noktalar bulunmakla birlikte, Türkiye’nin en büyük ulaşım, haberleşme firmalarına, bankalarına sahteci diye raporlar da yazılabildiğini ve haksız yere doğabilecek mağduriyetlerin önlenmesi için de yasa da düzenlemelere yer verilmesi gerektiğini hatırlatmak 359 konusu Anayasa Mahkemesine taşınmış ve Anayasa Mahkemesi oldukça önemli tespitler yapmıştır. Konu bu köşede ele alınacaktır. Örneğin mal ve hizmet alınan bir firma hakkında sahte fatura düzenleyicisi denildi ve hem hapis cezası için dava süreci başladı hem de vergi ve vergi cezası süreci Vergi Mahkemelerinde başladı ise bu davalardan uzmanlık mahkemesi olan Vergi Mahkemelerinde davalar kazanıldı ise bu süreçte de mükellefler hakkında hapis cezası verildi ise ne olacaktır? Ya da hapis cezasında mahkeme esastan beraat verdi ve Vergi Mahkemeleri cezayı onadı ise ne olacaktır? Bütün bunlar VUK 359 için önemli meselelerdir ve madem ki VUK 359’da bir düzenleme yapılmak isteniyor ise konu tüm detayları ile tartışılarak artık ideal bir VUK 359 düzenlemesi ortaya konmalıdır! Ekrem Öncü VUK 359 ne olacak?Vergi suçları nedeniyle açılan davaların •'i Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde düzenlenmiş olan “bilerek sahte belge kullanma” fiilleri nedeniyle açılmıştır. … Vergi suçları uzman mahkemelerinin tarihinden itibaren uygulamaya geçecek olması bir satmak suç mu?Uygulamada vergi kaçakçılığı suçları arasında en çok rastlanılan suç tipi sahte fatura düzenleme veya kullanma naylon fatura suçudur. Vergi Usul Kanunu normlarının ihlal edilmesiyle oluşan vergi kaçakçılığı suçunun soruşturma ve kovuşturması Ceza Muhakemesi Kanunu'nun genel hükümleri uygulanarak naylon olup olmadığını nasıl anlarız?– Mal veya hizmet aldığımız kişinin işyerine gidip gerçekte böyle bir faaliyeti varmı yokmu öğrenebiliriz. – Mal veya hizmet aldığınız kişinin size verdiği faturanın kendisine ait olup olmadığına dikkat ediniz. Eğer size mal aldığım yerden fatura kesitereceğim diyorsa o fatura sahte fatura cezası ne kadar?Madde, “defter sayfaları, kayıt ve belgeleri yok eden veya bunların yerine yenisini koyan, asıl veya suretlerini sahte olarak düzenleyip kullananları ise 3 ila 5 yıl arasında hapis cezasını” hükme 359 cezası nedir?VUK'nun 359. maddesinde sayılan ve kaçakçılık suçu oluşturanhesap ve muhasebe hilesi yapmak, sahte ve yanıltıcı belge düzenlemek fiilleri icra edenler kaçakçılık sucu işlemiş suçu niteliğine göre , bir buçuk yıldan beş yıla kadar hapis cezası söz konusu sayılı vergi Usul Kanunu 134 ve 148 maddesi nedir?Vergi incelemesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun VUK 134. maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre; vergi incelemesinden maksat, “ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır”. … Karşıt inceleme, Katma Değer Vergisi KDV iadesi işlemleri ve tam tasdik raporları kapsamında kesmeme cezası ne kadar?Fatura düzenlememenin cezası, faturada yazılması gereken tutarın yüzde 10'u kadardır. Fatura düzenlenir ancak tutar eksik yazılırsa kesilecek ceza, tutar farkı üzerinden hesaplanır. 2022 yılında düzenlenmesi gereken her bir fatura için kesilecek asgari ceza tutarı, fatura tutarına bakılmaksızın, 500 lira. Vergi Usul Kanununun vergi düzenine aykırılıklar halinde suç kabul edilecek haller ile yaptırımını, uygulanacak hürriyeti bağlayıcı cezayı düzenleyen 359. maddesinin tedvinin hatalı olduğunu, ceza sisteminin 4369 sayılı kanunla bozulduğunu, giderek artan haksızlıklara sebebiyet verdiğini, zaten uzun yargılamaların mükelleflerin ticari itibarını zedelediğini, beraat edilse bile ticari hayatını sürdüremez hale geldiğini defalarca ana noktalarını tekrar kısaca sorun, maddede sayılan fiiller için “vergi ziayına yol açmış olma” koşulunun aranmaması, bu koşulun suçun unsurları arasından çıkartılmış olması. Bu koşulun kaldırılması ile vergi suçları, vergisi ile ilgisi olmayan fiillerin cezalandırılmasına dönüştürüldüğü gibi vergi yargısı ile ceza yargısı arasındaki bağ koparılmıştır. Fiilinin kaçakçılık halini oluşturmadığına ilişkin vergi yargısı kararlarına karşılık ceza mahkemelerinde mahkûm olanlar veya ceza mahkemelerinde beraat etmesine karşılık vergi yargısında üç kat cezası onananların sayısı bir hayli sorun, sahte veya yanıltıcı belge kullanma fiilinde “bilme”, “bilerek kullanma” özel kasdının aranmamasıdır. 4369 sayılı Kanun öncesi aranan bu özel koşul, kanun değişikliği ile kaldırılmıştır. Halen kullandığı belgenin, sahte veya yanıltıcı belge olup olmadığını bilmeden kullanan ve bu yüzden yargılananların veya mahkûm olanların sayısı oldukça sorun ise içtihatların, sahte veya yanıltıcı belge kullanma fiilinde, her bir tespite yakalanmaya göre ceza verilmesi yerine her yılın ayrı bir suç kabul edilmesinden kaynaklanmaktadır. Kanun sahte belge kullanmaya üç yıl ceza öngörürken, her yılı ayrı suç kabul edince sanıklara 15 – 20 yıl ceza verilebilir hale gelmiştir. Kanun koyucunun böyle bir amacı olduğunu özetlediğim bu ana sorunlara defalarca değindim. Sadece ben yazmadım. Meslektaşlarım Nedim Türkmen yazdı, Resul Kurt yazdı, daha pek çok kişi konunun sahibi Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi başkanlığı değil de Adalet Bakanlığı durumu kısmen de olsa fark etti. Adalet Bakanlığınca Mart ayında açıklanan İnsan Hakları Eylem Planına, “vergi suçunun her yıl için ayrı ayrı oluşması yerine tek suç kabul edilerek zincirleme suç hükümlerinin uygulanması sağlanacaktır” vaadini yazdı Hedef / md. h.Geçtiğimiz günlerde Meclise, 359. maddede değişiklik yapılmasını da öngören bir düzenleme konumuz açısından baktığımda, sorunların çözümünü içeren veya vaadi karşılayan düzenleme teklifi yerine yeni sorunlara da yol açacak yeni suç tiplerinin Kanuna eklenmeye çalışıldığını eklenmesi öngörülen ç bendi ile kısaca “ödeme kaydedici cihazlarla oynamayı, mührünü sökmeyi, çalışma sistemlerine müdahaleyi, cihazdaki bilgileri kayıt altına almaya yarayan çalışma sistemlerine müdahaleyi yatırıma bağlayan bir düzenleme getirilmek isteniyor. Buraya kadar bir sorun yok. Bu fiillerin suç kabul edilmesine sanırım kimse itiraz asıl sorun Kanuna eklenmesi istenilen bir başka madde ile, bu fiillerin işlendiğinin inceleme sırasında tespiti halinde incelemenin tamamlanması beklenilmeksizin veya sair suretlerle öğrenilmesi halinde incelemeye başlanılmaksızın suç duyurusunda bulunulmasının ve kamu davasının açılmasının incelemenin tamamlanması şartına bağlı olmamasının yapılmadan veya tamamlanmadan, olay yeterince araştırılıp delillendirilmeden suç duyurusunda bulunulmasını anlamak pek mümkün değildir. Öngörülen sisteme göre, bir mükellefle ilgili, örneğin bir benzin istasyonu ile ilgili bir ihbar sair suretle öğrenme geldiğinde, İdare daha incelemeye bile başlamadan suç duyurusunda bulunacaktır. Teklif buna cevaz vermektedir. İdarenin ileride nasıl davranacağı, hukuka saygılı olarak bir ön inceleme yapıp yapmayacağı, konumuz dışındadır. Kanunun haksızlığa da izin veriyor olması, bence hukuka aykırılık için yeterlidir. Anayasa Mahkemesinin Bireysel başvuru Kararlarında da belirttiği gibi, kuralların yanlış ve hatalı uygulamalara yol açacak yolları da kapatıyor olması, hukuk güvenliğinin yeterince araştırmadığı ve incelemesini tamamlamadan suç duyurusunda bulunduğu mükellefi örneğin benzinciyi doğal olarak aynı zamanda kendi kod listelerine özel esaslara tabi mükellefler listelerine de alacaktır. Bu listelerde yer alan mükellefler de bir anda sahte veya yanıltıcı belge kullanan konumuna düşecektir. Zaten Kanunda “bilerek kullanma” koşulu da olmadığına göre, ödeme kaydedici cihaz ile oynandığını bilmeden fişini alıp kullanan binlerce kişi vergi suçlusu konumuna Teklifinde yer alan bu düzenleme önerilerinin gözden geçirilmesi şarttır. Hatta bence önce mevcudu düzeltelim, sonra yeni suç ve sorunlar ekleyelim. 25 Mart 2022 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM’ye sunuldu. Söz konusu Teklifin 38 maddesi değişikliklere 1 maddesi ise yürütmenin kim tarafından yapılacağına ilişkin olmak üzere toplamda 39 maddeden oluşmaktadır. Vergi yasalarında yapılacak değişiklikleri içeren madde sayısı 19 adettir. Bu 19 maddenin, 2 maddesi Gelir Vergisi Kanunu’na, 4 maddesi Vergi Usul Kanunu’na, 5 maddesi Kurumlar Vergisi Kanunu’na ve 8 maddesi ise katma değer vergisine ilişkindir. Diğer maddeler ise vergi yasaları dışındaki yasalara ilişkindir. Kanun teklifinin gerekçesinde vergi kaçakçılık suçlarını düzenleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu öngörülen hapis cezalarının üst sınırı yükseltilmektedir. Buna ilaveten, Türk Ceza Kanunu uygulamasında bulunan "etkin pişmanlık müessesesi“ne benzer bir düzenleme VUK için de getirilmesi yer alıyor teklifte. VUK yer alan kaçakçılık suçlarına ilişkin hapis cezalan için Türk Ceza Kanunu yer alan "zincirleme suç" hükümlerinin uygulanması ve kaçakçılık suçlarına ilişkin yargılama sürecinin etkinleştirilmesi sağlanarak cezanın kişiselleştirilmesi, suç ve ceza dengesinin sağlanması ile adil yargılanma hakkının daha da güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Sunulan Kanun teklifinin 4’üncü maddesi uyarınca VUK son paragrafından önce "Bu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilir. Tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yan oranında indirilir. Yukarıdaki fıkralarda belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır. Bu maddede düzenlenen suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde ayrı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanununun 43 üncü maddesi uygulanır." bu hükmün getirilmesi planlanmakta. Buna göre VUK ile alakalı ilk değişiklik etkin pişmanlıkla alakalıdır. Bu düzenleme ile VUK kapsamındaki suçlar için soruşturma ve kovuşturma aşamasında da etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesine olanak verilmiştir. Buna göre, VUK yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak hesaplanan verginin, hesaplanan gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde fail hakkında verilecek cezada yarı oranında; kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise üçte bir oranında indirim yapılacaktır. İlaveten hesaplanan vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda ceza yarı oranda indirilecek. Bu arada 5271 sayılı CMK uyarınca CMK’ye göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreye soruşturma; CMK uyarınca iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreye ise kovuşturma olarak tanımlanır. Ancak kişinin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için; Vergi mahkemesinde dava açmayacak, Açmışsa feragat edecek, Kanun yollarına başvurmayacak Yok başvurmuşsa vazgeçmesi gerekmektedir. Etkin pişmanlığa gitmenin en önemli sonuçlarından biri de kişinin dava açma hakkını ortadan kalkmasıdır. Etkin pişmanlığa başvurup indirimden yararlanılırsa konuyla alakalı dava açma hakkı ortadan kalkmakta; etkin pişmanlıktan dolayı indirimden yararlanmayacaksa dava açma hakkı devam edecektir. VUK ile alakalı diğer değişiklik zincirleme suçla alakalıdır. Maddede yapılan diğer bir düzenlemeyle, VUK yapılacak değişiklikle birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, TCK uygulanacaktır. TCK zincirleme suça ilişkindir. Buna göre TCK uyarınca bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Yani aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişiklik zamanlarda işlenen birden fazla suçlara ilişkin tek ceza verilecek ve toplumda kangrene dönüşmüş bu sorunun kısmen de olsa çözülmesi hedeflenmektedir. VUK ile alakalı diğer değişiklik hapis cezalarının üst sınırının artırılması ile alakalıdır. VUK uyarınca kaçakçılık suçlarını oluşturan fiillere uygulanacak hapis cezalarının üst sınırları VUK üç yıldan beş yıla; VUK c, ve ç fıkralarında beş yıldan sekiz yıla çıkarılması teklif edilmektedir. Hemen belirtmek fayda var ki ceza mahkemelerinde bu suçlar için genelde üst sınırdan ceza verilmemektedir. VUK yeni fıkra eklendi; mütalaa şartına gerek yok mu? VUK belirtilen kaçakçılık fiillerinden birini idare tespit edip bunu Cumhuriyet başsavcılığına bildirebileceği gibi savcılığın da bunu şikâyet ya da ihbar gibi bir yolla da öğrenmesi mümkündür. CMK uyarınca Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Vergi suçlarında, suç işlendiğinin savcıya idare aracılığıyla bildirilmesi durumunda mütalâa, savcının başka yollarla haberdar olması halinde ise görüş alınmadan dava açılamaz. Mütalâa ya da görüş Cumhuriyet başsavcılığına bildirilinceye kadar şüpheli hakkında yeterli suç şüphesi olsa da iddianame düzenlenmez. Vergi müfettişleri VUK kapsamında bir suç işlendiğini tespit etmeleri halince Cumhuriyet başsavcılığına iletilmek üzere vergi suçu raporu düzenlerler. Ancak tek başına bu raporun düzenlenmesi dava açılması için kâfi değildir. Ayrıca VUK uyarınca komisyonca mütalaanın da hazırlanıp sunulması gerekmektedir. Buna göre VUK dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere "359 uncu maddede yazılı suçlara ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, başka bir kişi tarafından veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişi bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartı aranmaz." fıkrası eklenmesi teklif edildi. Kanun teklifinin gerekçesinde VUK yazılı suçlara ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülen kişinin dışında başka bir kişi tarafından işlendiğinin veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişi bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartının aranmaması planlanmaktadır. Yapılacak düzenleme ile, nasıl bir cezalandırma yoluna gidileceği, ne tür yeniliklerin getirileceği, bu düzenlemeden kimlerin faydalanabileceği ve cezası kesinleşen hükümlülerin, kovuşturma aşamasında bulunan sanıkların ve soruşturma aşamasında bulunan şüphelilerin durumları ile ilgili hususları bu yazımızda kaleme alacağız. Uygulanan ceza tatbikinin hatalı uygulandığını ve mağduriyetlere neden olduğunu önceki makalelerimizde detaylı bir şekilde açıklamıştık. Her ne kadar Vergi Usul Kanunu'nda her bir vergi yılının ayrı bir suç oluşturacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakta ise de, bilindiği üzere mahkemelerce yerleşik içtihatlar dikkate alınarak her bir takvim yılı ayrı suç kabul edilmekte ve her yıl için ayrı ceza verilmektedir. Fatura düzenlenen/kullanılan her yıl için ayrı ayrı ceza verildiği gibi ayrıca her yıl için ayrı ayrı zincirleme suç hükümleri de uygulanmaktadır. Bu anlayış ve uygulama TCK maddesinde belirtilen zincirleme suç kavramının ruhuna aykırılık teşkil etmektedir. Daha önceki makalelerimizde bu hususu gerekçeleri ile açıklamıştık. Bu yazımızda bu konuya değinmeyeceğiz. Türk Ceza Kanunu'nun 43/1 maddesinde, ''Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır.'' şeklinde zincirleme kavramı açıklığa kavuşturulmuştur. Sahte fatura düzenleme/kullanma suçunda da fail, değişik zamanlarda hazineye karşı tek bir suç işlemektedir. Bu sebeple, doğaldır ki fail hakkında TCK öngörülen “zincirleme suç” hükmünün tatbiki gerekecektir. Konuyu bir örnek ile açıklığa kavuşturmakta fayda bulunmaktadır. 2010 yılında 10 adet, 2011 yılında 10 adet , 2012 yılında 10 adet, 2013 yılında 10 adet 4 yıl defaatle sahte fatura düzenleyen/kullanan fail, her yıl için 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası almaktadır. Düzenlenen/kullanılan her yıl için 3 yıl hapis cezası alan sanık için ayrıca her yıl için ayrı ayrı zincirleme suç hükümleri uygulanmaktadır. Ceza miktarı dörtte bir oranında arttırılarak toplamda sanık hakkında 4 kez 3 yıl 9 ay olmak üzere 15 yıl hapis cezası verilmektedir. Yapılması beklenen düzenleme ile; 2010, 2011, 2012, 2013 yıllarında 4 yıl defaatle sahte fatura düzenleyen/kullanan kişi, hakkında tek bir ceza verilecek ve bu ceza miktarı, kullanılan faturaların sıklığı ve sağladığı menfaati düşünülerek dörtte bir oranından dörtte üç oranına kadar arttırılacaktır. Yani şu anda uygulanmakta olan ceza tatbiki ile fail, sahte fatura düzenlenen/kullanılan 4 yıl nedeniyle 15 yıl ceza alabilmekte iken, yapılacak düzenleme ile fail hakkında 3 yıl 9 ay hapis cezası verilecektir. Yapılması beklenen düzenleme ile ayrıca, etkin pişmanlık hükümleri de getirilecektir. Bilindiği üzere, hazine zararı bulunmamasına rağmen veya yeni çıkan vergi aflarından faydalanılarak hazine zararının giderilmesine rağmen bu husus ceza davasına konu olmamaktadır. Fakat bu hususa da bir düzenleme getirilecek ve etkin pişmanlık hükümlerinin vergi suçları için de uygulanması sağlanacaktır. Dolayısıyla, hazine zararını tazmin eden sanık hakkında cezada indirim uygulanacaktır. Yapılacak indirim oranı ise kanun maddesinde düzenlenecektir. Oranın, en üst sınırı da düzenlemede açıkça belirtilecektir. Belirlenen bu üst sınırı aşmamak kaydıyla cezada indirim yapılacaktır. SİZLERDEN GELEN SORULAR; SORU 1 Ceza davam kesinleşti ve hapis cezası verildi. Kanundan faydalanabilecek miyim? Evet. Lehe gelişen durumdan faydalanabileceksiniz. SORU 2 Sahte fatura düzenleyenler için de bu düzenleme geçerli olacak mı ? Yoksa yalnızca sahte fatura kullananlar için mi geçerli olacak? Yapılacak olan düzenlemeden her iki suç tipi de faydalanabilecek. SORU 3 Hazine zararı bulunmuyor, ben hangisinden faydalanacağım? Yasalaşacak her lehe düzenlemeden faydalanabileceksiniz. Hazine zararı bulunmuyor ise etkin pişmanlık hükümleri ile ceza miktarında indirim yapılacaktır. SORU 4 Hakkımda iki farklı dava devam ediyor, ikisinde de yapılacak düzenlemeden faydalanabilecek miyim? Yasalaşacak düzenleme neticesinde, her davanız için bu düzenleme geçerli olacaktır. Fakat, farklı davaların aynı mahkemede birleştirilerek tek bir cezaya konu olması ile ilgili sorularınızı, avukatlarınıza yöneltmenizi öneririz. Av. Murat TEMEL

vuk 359 düzenleme son dakika