SınıfÖğretmenliği Ana Bilim Dalı, İstanbul, 1994. Türk Çocuklarının Ses Gelişim Özellikleri ve İlk Okuma Yazma Öğrenme. “Okuma yazma öğrenmek için seslerin farkındalığının yeterli. olmadığı harfleri adlandırmayla da ilişkili olduğu belirtilmektedir”12.
Özelöğrenme güçlüğü, zekası normal ya da normalin üstünde olan bir çocuğun, dinleme, düşünme, anlama, kendini ifade etme, okuma-yazma, matematik becerilerinde yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir. • Beyindeki bazı farklılıklar nedeniyle öğrenme (bilgiyi işleme) süreçlerinden bir
Live •. Disleksi, ilkokul ve okul öncesi dönemde diğer öğrenme güçlüklerine göre ayrıca ele alınması gereken en önemli özel öğrenme güçlüğüdür. Disleksi olan çocuk okuma yazma zorluğu yaşar, okula uyum sürecinde problem yaşayabilir ve arkadaşlık ilişkileri bu durumlardan etkilenir. Doğru bir eğitim süreciyle
ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNÜN ÇEŞİTLERİ. 1- DİSLEKSİ (okuma güçlüğü): Okurken atlama, anlamı bozma, harf – ses uyumu bozukluğu, hızlı okuyamama, harflerin ya da hecelerin yerini değiştirme, heceleme ya da anlamama gibi bir takım bozukluklar görülür. 2- DİSGRAFİ (yazma güçlüğü): ): Yazım hataları, okunaksız ve
İlkve Ortaokul Dönemi (6-13 yaş) - İlk ve Ortaokul Döneminde Görülen Olası Psikiyatrik Durumlar - Özgül Öğrenme Güçlüğü Özgül öğrenme güçlüğü, zihinsel gelişimi normal veya üstün olan durumlarda görülen, okuma, yazma veya matematik öğrenmeyle ilgili bir sorundur. Çocukların neredeyse onda birinde bu sorunla karşılaşılır.
Öğrenme Güçlüğü Olan Öğrenciler Öğrenme güçlüğü olan öğrenciler normal zekâya sahip olmalarına karşın beynin atipik işleyişinden kaynaklı olarak bilgiyi işleme ve edinme biçimi bakımından akranlarından farklı özellikler gösterirler.
nDnJ.
Oluşturulma Tarihi Kasım 17, 2021 0217Öğrenme güçlüğü çeken çocukların sadece kendileri olmalarına, onları her zaman tedavi etmeye veya düzeltmeye çalışmadan oldukları gibi kabul edilmelerine izin vermek önemlidir. Peki, Öğrenme güçlüğü nedir ve nasıl tedavi edilmelidir tüm detayları ile güçlüğüne sahip olmak, insanların belirli yaşam becerilerini öğrenmekte zorlandıkları anlamına gelir Öğrenme Güçlüğü Nedir? Öğrenme güçlüğü kişiden kişiye değişiklik gösterse de genel anlamda; eni şeyler öğrenme, iletişim, okuma, yazma veya kişisel bakım gibi konularda geri kalmaktır. Öğrenme güçlüğü türleri büyük ölçüde farklılık gösterir. Hafif düzeyde engeli olan biri minimum destekle bağımsız olarak yaşayabilirken, ağır ve ağır engeli olan biri 24 saat bakıma ihtiyaç duyabilir. Öğrenme güçlüğü, Sağlık Bakanlığı tarafından “yetişkinlikten önce başlayan, yeni veya karmaşık bilgileri anlama, yeni beceriler öğrenme zeka bozukluğu, bağımsız olarak başa çıkma yeteneğinde azalma bozulmuş sosyal işlevsellik ile önemli ölçüde azalmış bir yetenek” olarak tanımlanmaktadır. Öğrenme Güçlüğü Nasıl Tedavi Edilir? Öğrenme güçlüğü tedavisi, sadece okulda değil evde de bir çocuk için bir dünya farkı yaratabilir. Tedavi edilmeyen çocuklar, öğrenme güçlüğünü sınıf arkadaşlarının öğrenme yetenekleriyle karşılaştırdıklarında kolayca hüsrana uğrayabilir. Başarısızlık ve yetersizlik duyguları yaşayabilirler. Öğrenme güçlüğü tedavileri, bir çocuğu başarıya hazırlamak için yapılan eylemlerdir. Bu nedenle, öğrenme güçlüğü tedavisi, bir çocuğun yaşam kalitesinin yanı sıra öğrenme başarısını da artırabilir. Beyindeki bir işleme sorunu olduğu için, öğrenme güçlüğü tedavi edilemez. Ancak bazı yöntemlerle üstesinden gelinebilir. Öğrenme güçlüğü tedavisi ne kadar erken başlarsa o kadar etkili olur. Bir öğrenme problemini erken teşhis etmek ve tedavi etmek, bir çocuğun sınıf arkadaşlarının önemli ölçüde gerisinde kalmadan önce öğrenme stratejileri kazanmasını sağlar. Öğrenme güçlüğü tedavisi ayrıca özgüven sorunları, duygusal veya davranışsal sorunlar gibi diğer mücadeleleri de en aza indirebilir veya önleyebilir. Tedavi müdahaleleri, çocuğunuzun ruh sağlığı için de çok önemlidir. Çoğu zaman, bir çocuk öğrenme güçlüğüne sahip olduğunda, hayatlarının diğer yönlerinde zorluklar yaşarlar. Bu deneyimler yaygındır;Depresyon, anksiyete ve diğer duygusal problemler,Zayıf sosyal beceriler ve arkadaşlık kurma ve sürdürme sorunları,Atletik/fiziksel becerilerde gecikme,Davranış sorunları,Kendine güvensizliktir. Öğrenme Güçlüğü İçin Özel Eğitim Yöntemleri Nelerdir? Çocuğunuzun bireyselleştirilmiş eğitim programı IEP, öğrenme değişikliklerini ve düzenlemelerini belirtir. Bu müdahaleler okulda önemli tedavi yaklaşımlarıdır. Değişiklikler ve uyumlaştırmalar, çocukların akranlarıyla aynı materyali biraz farklı bir şekilde öğrenmelerini sağlayan düzenlemelerdir. Örneğin, yazma bozukluğu olan bir çocuk için yapılacak değişiklikler, öğrencinin ödevleri ve testleri sözlü olarak tamamlamasına izin verebilir. Ayrıca birçok okul temelli tedavi ve müdahale, öğrenme güçlüğü çeken öğrencileri desteklemek için kullanılmaktadır. Bunlar;Materyalleri daha küçük parçalara bölen bire bir öğretim gibi yoğun öğretim teknikleri,Çocuğa işi tamamlaması için fazladan zaman tanımak, öğrenciye yardımcı olması için bir not tutucu atamak,Görsel yardımlar,Anımsatıcı cihazlar gibi hafıza yardımcıları,İşitsel ve görsel ötesinde duyuları kullanan çok modlu öğretim,Sınıf öğretimi sırasında öğretmen check-in'leri,Hedefler, cesaretlendirme, olumlu pekiştirme gibi motive edicileri kullanma,Baypas müdahaleleri, öğrencilerin sözlü olarak sınava girme veya bir okuyucuya sahip olma gibi bir engel alanını aşmalarına izin bozukluğu tedavileri de evde yapılmalıdır. Ev tabanlı destek çok önemlidir. Çocuğunuzun öğretmeniyle aynı müdahaleleri kullanmak zorunda değilsiniz çünkü ortamınız, hedefleriniz ve çocuğunuzun görevleri farklıdır. Ev yaşamı için önemli bir tedavi müdahalesi, çocuğunuza koşulsuz destek olmaktır. Hayal kırıklıklarını dinleyin ve engelleri aşmak için güçlü yanlarını kullanmalarına yardımcı olun. Ev ödevi, öğrenme güçlüğü olan çocuklar için bir sorun olabilir. Özel bir ödev alanı oluşturun ve günlük ödevler için yapılandırılmış bir rutin oluşturun. Yardım etmeye çalışırken siz ve çocuğunuz çatışırsanız bir öğretmen tutmayı düşünmelisiniz.
ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN BİREYLER Özel Öğrenme Güçlüğü Dili yazılı ya da sözlü anlamak ve kullanabilmek için gerekli olan bilgi alma süreçlerinin birinde veya birkaçında ortaya çıkan ve dinleme, konuşma, okuma, yazma, heceleme, dikkat yoğunlaştırma ya da matematiksel işlemleri yapmada yetersizlik nedeniyle bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumudur. Yaygın olarak kullanılan öğrenme güçlüğü tanımına göre Öğrenme güçlüğü gösteren çocuklar dinleme, düşünme, konuşma, okuma, yazma yada matematik problemlerini çözme, anlama ya da yazılı ve sözlü dili kullanmadaki psikolojik süreçlerden birinde ya da bir kaçında yetersizliğin ortaya çıktığı çocuklardır. Nedenler Özel eğitimin diğer bütün alanlarında olduğu gibi öğrenme güçlüğünün de nedenleri konusunda kesin veriler yoktur. Ancak bireyin öğrenmesini etkileyen bir takım etmenler belirlenmiştir. Bunlar Beynin hatalı işleyişi, biyo-kimyasal bozukluklar, kalıtım ve çevresel etmenler Duygusal bozukluk, motivasyon eksikliği, yetersiz öğretim etmenlerinden de söz edilebilir.. Özellikleri Özgül öğrenme güçlüğü gösteren çocukların özellileri bakımından birbirinden çok öğrenme güçlüğü gösteren çocuğun kendine özgü davranış örüntüleri olarak sözü edilen bazı öğrenme güçlüğü gösteren çocuklarda algısal, algısal-devimsel ve eşgüdüm problemleri, dikkat bozuklukları ve aşırı hareketlilik ,düşünme ve bellek problemleri olarak sırlayacak olursak ; Okuma becerisi Dinlediği, okuduğu bir öyküyü anlatması istendiğinde öykünün başını sonunu karıştırır , Haftanın günlerini, ayları, mevsimleri doğru saysa bile aradan sorulduğunda cumadan önce hangi gün gelir, marttan sonra hangi ay gelir, haftanın dördüncü günü hangisidir gibi yanıtlamakta zorluk çeker ya da yanlış yanıtlar, Sayı ve harfleri dizgilemekte güçlük çeker, alfabenin harflerinin sırasını karıştırır; kendisinden sıra ile söylenmesi istenen sayıların yerlerini karıştırır-3865 dersiniz o size 8356 diyebilir, Belirli bir sıra içinde yapılması gereken işlerin sırasını karıştırabilir Okuma hız ve nitelik açısından yaşıtlarından geridir, Harf-ses uyumu gelişmemiştir, bazı harflerin seslerini öğrenemez, Harfin şekli ile sesini birleştiremez, Kelimeleri hecelerken ya da harflerine ayırırken zorlanır, Sınıf düzeyinde bir parçayı okuduğunda anlamakta zorlanır, başkasının okuduklarını daha iyi anlar. Yazma Becerisi Yaşıtlarına oranla el yazısı okunaksız ve çirkindir, sınıf düzeyine göre yazı yazması yavaştır, Tahtadaki yazıyı defterine çekerken ya da öğretmenin okuduğunu defterine yazarken zorlanır, Yazarken bazı harf ve sayıları, kelimeleri ters yazar, karıştırır b-d, m-n, ı-i, 2-5, d-t, ğ-g, g-y ,ve-ev gibi , Yazarken bazı harfleri, heceleri atlar ya da harf/hece ekler, Sınıf düzeyine göre yazılı imla ve noktalama hataları yapar, küçük-büyük harf, noktalama,hece bölme hataları,, Yazarken kelimeler arasında hiç boşluk bırakmaz ya da bir kelimeyi iki-üç parçaya bölerek yazar, ka lem, yapa bil mektedir gibi. Aritmetik Becerileri Aritmetikte zorlanır, Dört işlemi yaparken yavaştır, parmak sayar, yanlış yapar, Problemi çözüme götürecek işleme karar veremez, Yaşına uygun seviyedeki matematik problemlerini yaparken otomatik olarak tepki vermekte zorlanır, Sayı kavramını anlamakta güçlük çeker beş mi bir mi büyüktür, düşünmeden karar vermekte zorlanır, Bazı aritmetik sembollerini öğrenmekte zorlanır, karıştırır, Çalışma Alışkanlığı Ev ödevlerini almaz, eksik alır, Ev ödevlerini yaparken yavaş ve verimsizdir, Ders çalışırken sık sık ara verir, çabuk sıkılır, ders çalışmayı sevmez, Ödevlerini yaparken birilerinin yardımına ihtiyaç duyar, kendi başına çalışma alışkanlığı gelişmemiştir, Öğrenme stratejileri eksiktir, öğrenmeyi düşündükleri şeyleri nasıl kontrol edeceklerini ve yönlendireceklerini organize edeceklerini, nasıl daha fazla bilgi elde edeceklerini ve öğrendiklerini nasıl hatırlayacaklarını bilemezler, çalışmak için yardım edecek birini beklerler. Organize Olma Becerileri Odası, çantası, eşyaları ve giysileri dağınıktır, Defter ve kitaplarını kötü kullanır ve yırtar, Yazarken sayfayı düzenli kullanamaz, gereksiz satır atlar, boşluk bırakır, sayfanın belirli bir kısmını kullanmaz, Defter, kalem gibi çeşitli araçlarını kaybeder, Zamanını ayarlamakta güçlük çeker, bir işi yaparken, ne kadar zamana ihtiyacı olduğunu ya da ne kadar zaman harcadığını tahmin edemez, Yaptığı işi zamanında bitirmekte güçlük çeker, Üzerine aldığı görevleri düzenlemekte zorluk çeker, nereden ve nasıl başlayacağını Oryantasyon Yönelim Becerileri Sağ-sol karıştırır, Yönünü bulmakta zorlanır, doğu-batı,kuzey-güney kavramlarını karıştırır, İşaret sözcüklerini burada, şurada, orada gibi karıştırır, Alt-üst, ön-arka kavramlarını karıştırır, Zamana ilişkin kavramları dün-bugün, önce-sonra gibi karıştırır, Gün, ay, yıl, mevsim kavramlarını karıştırır Hangi aydayız denilince salı, hangi mevsimdeyiz denilince şubat diyebilir, Saati öğrenmekte zorlanır. Sözel İfade Becerisi Duygu ve düşüncelerini sözel olarak ifade etmekte zorlanır, Serbest konuşurken düzgün cümleler kuramaz, heyecanlanır, takılır, şaşırır, Sınıfta sözel katılımı azdır, Bazı harflerin seslerini doğru olarak telaffuz edemez r, ş, j gibi harfleri söyleyemez ya da yanlış söyler, Soyut kavramları anlamakta güçlük çeker Esprileri anlamakta zorluk çekebilirler. Motor Beceriler İp atlama, ttp yakalama gibi hareket ve oyunlarda yaşıtlarına oranla başarısızdır Kaba motor beceriksizlik, Sakardır, düşer, yaralanır, istemeden bir şeyler kırar, Çatal-kaşık kullanmakta, ayakkabı-kravat bağlamakta zorlanır ya da bu becerileri öğrenmekte zorlanmıştır, İnce motor becerilere dayalı işlerde düğme ilikleme, makas kullanma, boncuk dizme gibi zorluk çeker, Kalemi uygun biçimde kavramakta güçlük çeker, Yaşıtlarına oranla çizgileri ve çizimleri kötü ve dalgalıdır , Yazısı genellikle okunaksızdır, Harflere şeklini vermekte, harfi kapatmakta güçlük çeker. Öğretmenlere Öneriler 1-Çocuğa bir şeyin anlatılmasından çok yapılarak görülmesi halinde daha başarılı olurlar. Teorik anlatımlar yerine yaparak öğrenmeyi sağlayan pratik çalışmalar daha yararlı olabilir. 2- Çocuğun öğrenmesini kolaylaştıracak olan davranışların basitten karmaşığa doğru sıralayarak, aşamalı olarak öğrettiğiniz taktirde çocuğunuzun öğrenmesi daha kolay olacaktır. Yaptırdığınız egzersizlerde yardımlarınızı çocuğun başarısı arttığı ölçüde azaltmanız, onun cesaretlenmesine yardımcı olacaktır. 3- Çocuğa yeni beceriler kazandırırken ya da çocuk çalıştığında, öğrendiğinde onu sevindirmeyi ve ödüllendirmeyi unutmayınız. Ödül, bir çocuğa davranışın arkasından hemen verilen, onun çok hoşuna giden herhangi bir şey olabilir. Ödül verildiği taktirde, çocuğu ödüllendiren davranışlarda artış görülecektir. Ödül olabilecek beğeni sözleri, oyun veya sosyal nitelikteki ödülleri iyi seçmelisiniz. Ödülde en önemli kural ise; ödülü istediğiniz davranışın hemen arkasından hemen verip geciktirmemek çocuğa ödülü başarılı davranışından dolayı verdiğinizi hissettirmektir. 4- Çocukla göz teması çok önemlidir. Öncelikle onunla karşılıklı oturup size bakmasını isteyebilirsiniz. “ Umut Emre bana bak” eğer bakmıyorsa çocuğun çenesinden yavaşça tutup, hafifçe başını kendinize doğru çeviriniz. Göz kontağı kurabiliyorsanız “Aferin” ya da “Bana ne güzel baktın” gibi bir ödülle, çocukla iletişim kurmanın en önemli ve en güzel adımını atmış olacaksınız. 5- Öğrenme sırasında çocuğun hareketli olmasından ziyade, bir yerde oturarak öğrenme faaliyetinde bulunması ve çevredeki dikkat dağıtıcı unsurların ortadan kaldırılması çocuğun başarısını artırır, bu ortamı sağlamaya çalışın. 6- Çocuğun basit emirlerle yapacağı işlere uymasını sağlayın ki sizinle işbirliği yapması koya olsun. Ev ortamında yapmayacakları, üslenmeyecekleri faaliyetleri çocuğa ille de yapacaksınız diye zorlamayın. Çocuk zora geldiğinde ortamdan ve sizden kaçacaktır. 7- Korku ile öğrenme bir arada olmaz. Baskı ve dayak ortamında öğretilmeye çalışılan faaliyetler sadece korku ortamında gösterilip diğer ortamlarda gösterilmeyen ve kalıcı olmayan faaliyetlerdir. 8- Çocukları akranları ve kardeşleriyle kıyaslamak, çocukların çalışma hevesini artırmak yerine, tam tersine kırar. 9- Çekingenliğini önlemek için onun cesaretini ve kendine güvenini artırıcı bir tutum izlenmelidir. Kendine güvenen çocuk her zaman daha başarılı olur. Annesine ve Babasına güvenen çocuk ise silik bir kişilik oluşturan bir birey olacaktır. 10- Çocuğun başarılı durumlarını fark edip göz önüne getirdiğinizde yaptığı faaliyetlerde daha hevesli, daha dikkatli, başarmak için daha büyük bir çaba içinde olduğunu görülecektir 11- Bu çocukların bulundukları ortamda kendilerini farklı hissedecekleri unsurları ortadan kaldırılması veya kabullenmelerinin sağlanması onların daha rahat olmasını sağlar. Örneğin sınıf ortamında diğer çocukların bu gibi çocukları dışlamaları, dalga geçmeleri, kurdukları ilişkilerde farklı tutumlar göstermeleri bu çocukları çok rahatsız olumsuz yaklaşımların ortadan kaldırılmasına çaba harcanmalıdır. 12- Bu çocukların kendilerini işe yaramaz hissetmelerini önlemek için; onlara başarabilecekleri basit sorumluluklar verilmelidir ve desteklenmelidirler. 13- Sınıf ortamında bu çocukların dikkat ve ayırt etme becerileri düşük olduğundun düzeni ve iyi organize edilmiş bir çalışma ortamı başarılarını çocukların sınıf ortamında diğer çocuklar kadar başarılı olabileceklerine inanmaları davranışlarınızla gerçekleşecektir. 14- Herhangi bir faaliyette çocukların dikkatlerini sağladıktan sonra yavaş, açık ve basit cümlelerle o faaliyeti anlatırken mümkün olduğu kadar hareket göstermelisiniz. İşi öğrenirken çocuğun, fiziki olarak ta faaliyete katılması yapabileceğini hissetmesini sağlayacaktır. Bu da başarı düzeyini artıracaktır. 15-Bu çocuklara bir iş üzerinde çok egzersiz yaptırmanız önceden yaptıklarını hatırlamaya yardım edecektir. Kısa adımlarla, programda fazla hızlı ilerlemeden her gün çocuktan daha fazlasını beklemeniz ve başarılarının devam edeceği inancında olduğunuzu hissettirmeniz onlarda her zaman en iyisini yapma isteğinin oluşmasına yardımcı olacaktır. sürekli takip edilmelidir.
Bu yazımda okuma yazma öğretme ya da öğretim süreci ile ilgili çok detaylı bir rehber hazırladım. Umarım tüm öğretmen adaylarına ya da velilere katkısı ve faydası olur. Okuma yazma öğretim yöntemleri ve teknikleri Ses Temelli Öğretim ile Okuma Yazma Öğretme Ülkemizde 2005’ten önce cümle ve hece yöntemi kullanılıyordu. 1997’den önce doğan nesil şimdiki okuma yazma öğretme sürecinden farklı bir yöntemle öğrendiler. Bende bunlardan biriyim. Ama yazımızın temel amacı güncel “Ses Temelli Okuma Yazma Öğretimi”. Bu sebeple rehberimiz buna yönelik olacak. 2005–2006 öğretim yılından itibaren ses temelli cümle yöntemine geçilmiştir. Okuma yazma öğretim yöntemleri ve teknikleri Ses Temelli Öğretim Yöntemi 2005-2006 yılından itibaren “Ses Temelli Okuma-Yazma Öğretimine geçilmiştir. Bu yöntemde öğrencilere önce sesler öğretilir. Ses ile harf kavramı birbirinden ayrılmıştır. Esas olan seslerdir. Çoğu veli ses ile harfi aynı şey sandığı için okuma-yazma öğretme sürecinde çocuklara yanlış öğretim yapmaktadır. Ses ağzımızdan tek seferde çıkar. Örneğin “s” harf olarak se diye okunurken “s” ses olarak sadece “ssss” diye okunur. Bu artık karıştırılmayan bir konu. Ses Temelli Okuma Yazma Öğretiminde temel amaç öğrencilerin zorlanmadan ve hızlı okumayı ve yazmayı sökmesidir. Sesler Gruplara ayrılmıştır. İlk-okuma ve yazmaya öğrencilerin anlayabileceği kısa cümlelerle başlamalıdır. Zamanla bu cümleler kelimelere, kelimeler hecelere bölünmelidir. Daha sonra heceler içindeki harflerin sesleri sezdirilmeye çalışılmalıdır. Bu çözümlemeler sonunda elde edilen kelime, hece ve sezilen harflerle yeni cümle ve kelimeler kurulmalıdır. Cümlelerin, kelimelerin ve hecelerin bölünmesini kolaylaştırmak için öğretmen aynı kelimeleri içine alan cümlelerden, içinde aynı heceler bulunan kelimelerden yaralanmalıdır. Üzerinde durulan cümle ve kelimeleri öyküler, masallar, tekerlemeler içinde kullandırmaya önem vermeli ve ilk okuma ve yazma konularının öğrencilerin dikkatini çekecek nitelikte olması sağlanmalıdır.” Vural 2000, 48. “İlk-okuma ve yazmaya başlarken programın çizdiği yazı esaslarına uygun olarak büyük ve küçük harfler birlikte öğretilmelidir. Harflerin biçimlerine ve yazılıp yönlerine satırda kapladıkları yerlere, büyük harflerin küçük harflerle ilişkilerine, oranlarına gerektikçe öğrencilerin dikkatleri çekilmelidir. Özellikle harflerin doğru ve örneklere uygun yazılması sağlanmalıdır.” “Bu programda ilk okuma yazma öğretiminde Ses Temelli Cümle Yönteminin uygulanması benimsenmiştir. Ses temelli cümle yönteminde, ilk okuma yazma öğretimine seslerle başlanmaktadır. Anlamlı bütün oluşturacak birkaç ses verildikten sonra seslerden hecelere, kelimelere ve cümlelere ulaşılmaktadır. İlk okuma yazma öğretimi, kısa sürede cümlelere ulaşacak şekilde düzenlenmektedir. İlk okuma yazma öğretimi boyunca okuma ve yazma birlikte sürdürülmektedir. Okunan her öge yazılmakta; yazılanlar da okunmaktadır. Yazı öğretiminde, öğrencilerin gelişimine uygun olan bitişik eğik yazı harfleri kullanılmaktadır. Bu yöntemin özellikleri, ilkeleri, aşamaları ve bitişik eğik yazıya ilişkin bilgiler aşağıda verilmektedir Ses Temelli Cümle Yönteminin özellikleri * Ses Temelli Cümle Yönteminde ilk okuma yazma öğretimi, dinleme, konuşma becerilerinden kopuk sadece okuma-yazma becerilerini geliştirme olarak değil Türkçe öğretiminin beş öğrenme alanı ile birlikte yürütülmektedir. * İlk okuma yazma öğretimine seslerle başlanması, seslerin birleştirilmesi ile anlamlı heceler, kelimeler oluşturulması ve cümlelere ulaşılması öğrencinin bilgileri yapılandırmasını kolaylaştırmaktadır. Bu yönüyle Ses Temelli Cümle Yöntemi, yapılandırıcı öğrenme yaklaşımına uygun bir yöntemdir. * Türkçede her harf bir sesi karşıladığından bu yöntem Türkçenin ses yapısına uygundur. *Bu yöntem öğrencilerin duyduğu ve çıkardığı seslerin bilincine varmasını sağlamaktadır. Böylece öğrencilerin dil gelişimine doğru telâffuz, akıcılık, sesleri ayırt etme vb. katkıda bulunmaktadır. * Öğrencilerin bütün sesleri öğrenmesi, yazma sürecinde kelimeleri doğru yazmalarını sağlamaktadır. * Öğrenci yazı ile konuşma arasındaki benzerlikleri görmekte, yazının harflerin birleştirilmesiyle; konuşmanın ise seslerin birleşmesiyle yapıldığını anlamaktadır. * Öğrencilerin sözlü dilden yazılı dile geçmesini kolaylaştırmaktadır. * Bu yöntem ilk okuma yazmayı öğrenme sürecinde öğrencilerin bireysel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamaktadır” MEB 2005, 254. Ses Temelli Okuma Yazma Öğretiminde Ses Grupları Ses grupları öğrencilerin ihtiyacına yönelik 200’ten bu yana 3 kez değişikliği uğramıştır. Şu an güncel ses grupları şu şekildedir; Ses grubu ELAKİN. Ses grubu OMUTÜY. Ses grubu ÖRIDSB. Ses grubu ZÇGŞCP. Ses grubu HVĞFJ. Okuma Yazma Öğretme Süreci Bu başlıkta okuma-yazma sürecini detaylı bir şekilde ele alacağız. Sesin Hissettirilmesi Bu yöntemle okuma yazma öğretirken ilk ses olan “e” sesinden başlanır. Öğrencinin “e” sesini hissetmesi sağlanır. Bunun için e sesi ile ilgili ninniler dinlettirilir. Örneğin “e bebeğim e e ee” ninnisi çocuğun “e” sesini hissetmesi için kullanılan ninnilerden biridir. Aynı şekilde şarkılar ile de sesler hissettirilebilir. Seslerin hissettirilmesi demek çocuğun o sesi öğrenmesi demek değildir. Sadece çocuğun kulağıyla o sesi diğer seslerden ayırt etmesi sağlanır. Ses Hissettirme Aşaması bittikten sonra öğrencilere ses tanıtılır. Günümüzde sesi tanıtmak için çeşitli materyaller vardır. En çok kullanılan video olarak ya da sunu olarak sesin çocuğa gösterilmesidir. Öğretmenlerde sınıfta öğrencilere sunmak için çeşitli materyaller tasarlarlar. Örneğin son günlerde bayan öğretmenlerimiz “e” sesi şeklinde kurabiyeler yapıp okuma-yazma sürecini eğlenceli hale getirmektedir. Sesi Okuma ve Yazma Öğrenci sesi hissedip tanıdıktan sonra yazma sürecine geçilir. “e” sesini önce noktalı çizgiler olan çalışmalardan üstünden geçerler. Ardından kendilerinden e sesini çizgili kılavuz deftere yazmaları beklenir. Bu süreçte öğretmenler sınıfta tüm çocuklara tek tek yardım eder. Sesi deftere yazmak çok önemlidir. Çünkü harflerin yazımı sayesinde öğrenciler o sesi öğrenirler ve yazabilirler. En az bir sayfa öğretilen sesleri defterlerine yazmaları gerekmektedir. İlk ses olan “e” sesinden sonra diğer bir ses “l” sesidir. Yazımızdaki süreçleri “l” sesine de uyguladıktan sonra sıra “hecelere” gelir. Hece Oluşturma “e” ve “l” sesini öğrenen öğrenciler bu iki sesle oluşturulabilecek heceleri oluştururlar. *el *le *e-le gibi… Sesler yavaş yavaş öğrenildikçe hece sayısı artar ve hecelerden cümle oluşturmaya başlanır. Hece öğretiminde bazı eğitimciler hece tablosunun faydalı olduğunu bazıları ise yarar sağlamadığını söyler. Ama yapılması beklenen şey hecelerden kelime oluştururken anlamlı kelimeler oluşturulmasıdır. Şunu belirtmeden geçmek istemiyorum. Heceler Açık ve Kapalı heceler olmak üzere ikiye ayrılıyor. Açık Hece Bir hece sesli harfle biterse böyle hecelere açık hece, sessiz harfle biterse kapalı hece denir. Başka bir tanımla açık hece; tek bir sesli harften meydana gelen veya sesli harfle biten hecelere denir. Çocukların en zorlandığı heceler açık hecelerdir. Örneğin öğrenci el hecesini hemen anlayabilirken le hecesini anlaması zor olabiliyor. Bu durumda bol bol tekrar yapılmalı. Şarkılarla çocuğun mantığı kavranması sağlanmalıdır. Hecelerden Kelime Oluşturma Örneğin 1. Grup sesleri çocukların öğrendiğini varsayalım. 1. Grup sesler E,L,A,K,İ,N. “ka” hecesi ile “le” hecesi birleştirilip “kale” kelimesi oluşturulur. İlk grupta oluşturulabilecek kelime sayısı bir hayli fazladır. Zaten sesler bu yüzden gruplara ayrılmıştır. Bir diğer örnek e-la –> ela la-le–> lale la-le-li–>laleli ka-le–>kale ka-le-li>kaleli Kelimelerden Cümle Oluşturma Yukarıda verilen kelimelerin öğrendiğini farz edersek bu kelimelerle ilgili kelimeler oluşturmaya başlayabiliriz. Ela kale al. Ela Lale al. gibi anlamlı ve çocukları zorlamayan cümlelerle başlanmalı ve bu cümleler bol bol okunup tekrar edilmelidir. Oluşturulan cümlelerin uzun olmamasına dikkat edilmelidir. Okuma-Yazma Öğrenemeyen Çocuğa Nasıl Öğretilir? Ses Temelli Okuma Yazma Öğretiminde öğrencilerin yüzde 95’i okuma yazmayı 1. sınıfta öğrenebilmektedir. Öncelikle okuma yazmayı öğrenemeyen çocuğun öğrenme güçlüğü var mı incelenmeli gerekirse Rehberlik ve Araştırma Merkezine yönlendirilmelidir. Eğer çocukta öğrenme güçlüğü yoksa yapılabilecek en güzel şey sabırla öğretmeye devam etmektir. Harfleri hızlı bir şekilde vermektense bir harfi anlayım kavraması için ona yeterince süre verilmelidir. Bir sesi tam olarak kavradığından emin değilsek diğer sese geçmemeliyiz. Bu şekilde evet geç öğrenebilir ama en en fazla 2 . sınıfta arkadaşlarına yetişmiş olur. Bunun için tabi ki çocuğa destek olmalı evde en az 1 saatimizi çocuğa ayırmalı bol bol okumasını çalışmasını sağlamalıyız. Okulda da eğer imkan varsa öğretmen bireysel olarak ilgilenmelidir. Kalabalık sınıflarda bu pek mümkün olmuyor. Etiketler Okuma yazma öğretim yöntemleri ve teknikleri Çocuğumun öğretmeni hiç ilgilenmiyor diye düşünüyorsanız şu yazımıza göz atabilirsiniz.
ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ Özgül öğrenme güçlüğü öğrenmeyle ilgili bir sorun olarak algılanmakla ve tanıtılmakla birlikte; gördüğümüz, duyduğumuz ya da dokunduğumuz, tanımaya çalıştığımız şeylerin algılanmasıyla ilgili ya da işlenmesiyle ilgili bir sorun olarak yaşanmaktadır. Beyindeki bazı farklılıklar nedeniyle öğrenme süreçlerinin bir ya da birkaçında sapmalar olması durumunda ortaya çıkar. Her özgül öğrenme güçlüğü gösteren çocuk birbirinden öğrenme güçlüğü zeka sorunu değildir. Tanı konulması için duyusal organlarda organik bir bozukluğun olmaması gerekmektedir. Ondokuzuncu yüzyılda disleksi daha çok bilinen bir kavramdı. Disleksinin sözlük karşılığı okuma güçlüğüdür. Özgül öğrenme güçlüğü okuma\yazma\aritmetik güçlüğü olarak da geçebilir. Sıklığı %1-%30 arasında değişir, erkeklerde daha sık görülür. Nedenleri kesin olarak bilinmemektedir. Olası nedenlerinin genetik, kalıtsal etmenler , beyindeki yapısal işlev farkları olduğundan bahsedilmektedir. Özgül öğrenme güçlüğü olan çocukların anne-babalarında da özgül öğrenme güçlüğü görülmektedir. Beynin her iki yanındaki işitsel alan, normal kişilerde solda daha büyüktür, disleksiklerde her ikisi de eşit ya da sağdaki daha büyüktür. Özgül öğrenme güçlüğü olanlarda ses-harf ; ilişkisinin bozuk olduğu söylenmektedir. Örneğin; kişi “;c”; sesini görmekte ama nasıl olduğunu hatırlayamamaktadır. Beyindeki dil ve görsel algı alanlarında daha az aktivasyonun olduğu söylenmektedir. Öğrenme; öğrenilen materyali akılda tutmak, birbiriyle ilişkilendirmek ve yeri geldiğinde kullanmaktır. Öğrenme sorunları 0-6 yaş grubunda da gözlenebilir ama okula başlayınca anlamlandırılabilir. Öğretmenler bu çocukların yeterli zekada olduklarını, ilgi alanlarının da olduğunu ama öğreniyor göründükleri şeyleri öğrenemediklerini ifade etmektedirler. Özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklar doğru heceleme yapamamaktadırlar. Fişleri kopyalarken bile b-d-p harflerini ters yazmaktadırlar. Aileler özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklarıyla ilgili yakınmalarını “;evde çalıştırıyoruz, tekrar ettiriyoruz, öğreniyor ama okulda aynı şeyi yapamıyor”; şeklinde ifade etmektedirler. 1917’;de Hinsselwood özgül öğrenme güçlüğünü “;doğuştan kelime körlüğü”; olarak tanımlanmıştır. Konjenital bir sorun olduğunu söylemiş ve genetik geçişli olduğunu tanımlamıştır. Daha sonra 1941’;de Strauss ve Warner, minimal beyin disfonksiyonu terimini kullanmış ve yeterli entelektüel düzeye sahip oldukları halde, okuma güçlüğü nedeniyle okulda başarılı olamayan vakalara işaret etmiştir. Bugünkü tanıma en yakın şekliyle ilk kez 1942’;de Kirk tarafından Learning Disabilty terimi kullanılmıştır. Bu tanımda öğrenme bozukluğu serebral, duygusal ; ya da davranışsal bozukluktan kaynaklanan dili kazanma, konuşma, okuma-yazma, aritmetik becerilerin bir ya da birden çoğunun gelişiminde gecikme, bozukluk ya da geriliktir. Bu durum zeka geriliği, duyusal kusurlar ve kültürel faktörlerden bağımsız olarak gelişmektedir. Bateman 1965’;te özgül öğrenme güçlüğü olan çocukları, “;öğrenme sürecindeki temel bozukluklara bağlı olarak ortaya çıkan ve zihinsel potansiyelinden beklenen başarı ile o andaki okul başarısı arasında anlamlı farklılık bulunan çocuklar”; olarak tanımlanmış ve merkezi sinir sisteminin fonksiyon bozukluğu üzerinde durmuştur. Özgül öğrenme güçlüğü genel bir terimdir. Hammill, 1982-1989 yılları arasında 28 temel kitabı incelemiş ve ortak noktaları çıkarmıştır. 1 Başarısızlık 2 Sinir sistemi fonksiyon bozuklukları 3. Psikolojik süreçler 4. Yaş her yaşta görülebilir 5. Konuşma dili sorunları 6. Akademik sorunlar 7. Kavramsal sorunlar 8. Diğer sorunlar 9. Çok boyutlu özürDisleksi Okuma sorunları Disgrafi Yazma sorunlarıDiskalkuli Matematik sorunlarıDaha sonraları bu sorunları içeren bozukluk Learning Desorder olarak tanımlanmıştır. DSM III-R’;da Akademik Beceri Bozukluğu görme, işitme, nörolojik bir hastalığa baplı olmaması gerekiyor adıyla yer almıştır. Özgül öğrenme güçlüğü bilginin kazanılması ve işlenmesinde ortaya çıkan bir sorundur. Bilgi İşlem Modeli Information Processing Silver 1989-19961. Girdi Input Göz, kulak, deri gibi periferik organlardan alınan işlenmemiş uyaranlardır. Bu uyaranlar nöronlar kanalıyla beyne ulaşırlar ve girdilerin algılanması beyinde gerçekleşir. Farkına varma ve algılama için, uyaranların beyindeki ilgili alanlara alınması sürecidir. Özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklarda bu uyaranların algılanmasında bir sorun vardır. Uyaranların algılanması derken görsel algı bozukluklarından, işitsel algı bozukluklarından ve dokusal algı bozukluklarından söz edilmektedir. Görsel Algı Bozuklukları Şekil-pozisyon algısındaki bozukluk , şekil-zemin algısındaki bozukluk ya da uzaklık-derinlik-boyut algısındaki bozukluktur. Şekil-Pozisyon algısındaki bozukluk Özgül öğrenme güçlüğü olan çocuk gördüğü şeyin şekil ve pozisyonunu algılamada güçlük çekebilmektedir. Harfleri ters ya da dönmüş olarak algılayabilmektedir. Örneğin; b-p, 3-5, 6-9, p-b gibi harf ve rakamları ters çevirebilir. Sözcükleri ters çevirebilir, koç-çok, ev-ve gibi. Bu güçlükler çocuk okula başladığında fark edilir. Okul öncesinde şekil-pozisyon algılama olgunluğu henüz yerleşmemiş olabilir. Okula başladıklarında o olgunluğa ulaşmış sayılırlar. Birinci sınıf acemilik dönemidir. Ancak ikinci sınıfın birinci döneminden itibaren bu sorunların görülmemesi gerekir. Şekil-Zemin algısındaki bozukluk Bu problem, bir bütünün önemli olan bir parçasına odaklaşmada zorluklara neden olur. Okuma, bu beceri ile ilgilidir. Çünkü okuma söz dizilerine odaklaşmayı, soldan sağa ve satır satır izlemeyi gerektirir. Bu alanda sorunu olan çocuklar okumada satır atlama, satır tekrarlama, sözcük atlama türünden hatalar yaparlar. Uzaklık-derinlik-boyut algılamada bozukluk Çocuk derinliği kestiremediği için eşyalara çarpar, sandalyeden düşer. Açık alanda oynarken mekanda pozisyonlarını algılamada, sağ-sol ayırt etmede güçlük çeker. Top yakalamak, ip atlamak, yap-boz yerleştirmek, çekiç kullanmak uzaklık-derinlik-boyut algılamada sorun yaşayan çocuklar için daha güç işlerdir. İşitsel Algı Bozuklukları ;Özgül öğrenme güçlüğü olan çocuk duyulan sesleri yanlış algılayabilir. Benzer sesler arasındaki farkı ayırt etmeye bağlı güçlüğü olan çocuklar, sesleri birbirine karıştırabilirler. Örneğin; soba yerine sopa, kova yerine kafa, bavul yerine davul gibi. İşitsel Figür – Zemin ayırt etme güçlüğü Aynı anda işitilen farklı seslerden birine odaklanma güçlüğü olarak tarif edilen bu sorunda, çocuk farklı seslerin figür-zemin ayırımını yapmakta güçlük çekebilir. Örneğin; TV seyrederken kendisine seslenince bakmaz, işitmiyormuş gibi görünürler. Yine TV seyrederken duydukları kapı ya da telefon sesinin bulundukları mekandan mı yoksa TV’;den mi geldiğini ayıt edemezler. İşitsel algıda kopukluk auditory lag olduğunda, ardarda söylenen mesajların bir kısmını kaçırabilirler, algılayamazlar. Örneğin; özgül öğrenme güçlüğü olan çocuğa “;odana git, arkadaşına telefon edip ödevlerini al ve kitaplarınla birlikte buraya gel”; denildiğinde bu mesajın bir kısmını duyar yerine getirir, diğerlerini duymayabilir. Uzun komutlar verildiğinde bir kısmını yapamayabilir. Dokunsal Algı Bozuklukları ; Dokunsal algı sorunu olan çocuklar gözleri kapalıyken dokunma duyusu yardımıyla nesneleri tanımlayamaz. Örneğin; eline verilen oyuncağın ne olduğunu anlayamaz, avucuna yazılan sayı ve yazıyı tanımlamakta güçlük çeker. ; 2. Bütünleme Beyne giden bilgi kaydedilince anlaşılması gerekir. Bunun için 3 aşama tanımlanmaktadır. Sıraya koyma, soyutlama ve organizasyon. Bu aşamalardan geçen bilgi bütünleşir. Özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklarda bu aşamaların birinde ya da tümünde sorunlar söz konusudur. Sıraya koyma bozukluğu olan çocuktan dinlediği hikayeyi anlatması istendiğinde başını sonunu karıştırır. Cumadan sonraki gün sorulduğunda bilemez, Pazartesiden itibaren sayarak bulabilir. 3×9 sorulduğunda söyleyemez. Soyutlama sorunu, özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklarda sıklıkla gözlenmez. Çünkü soyutlama temel zihinsel bir işlemdir. Bu alandaki sorunlar daha çok mental retardasyon zeka geriliği ile karakterizedir. Organizasyon sorunu Bu safha daha önce edinilen bilgilerle yeni kazanılan bilgilerin bağlantılarının oluşturularak gruplanmasını ve organizasyonunu kapsar. Ödevlerin unutulması, zamanın iyi kullanılamaması, defterin, odanın, masanın düzensizlikleri organizasyon bozukluğuna işaret etmektedir. 3. Bellek-Depolama Gelen bilgi beyinde kaydedilir, anlaşılır, yorumlanır ve daha sonra kullanılmak üzere bellekte depolanır. Özgül öğrenme güçlüğünde daha çok kısa süreli bellek bozukluğu görülür. Uzun süreli bellek bozukluğu daha çok mental retardasyonun karakteristiğidir. Kısa süreli işitsel-görsel bellek bozuklukları genellikle birlikte ortaya çıkar. Örneğin çok iyi çalıştığı halde okula gidince başarısız olmak, çarpım tablosunu öğrenememek bu alandaki güçlükleri ifade eder. WISC-R’;da Genel Bilgi alt testinde ;sınıfına uygun soruları bilemeyebilir. ; 4. Çıktı Öğrenilen bilgiler sözcüklerle dille ya da kas faaliyetleri ile yazma-çizme, jest ve mimikler ifade edilirler. Özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklar bu alanlarda güçlük yaşarlar. Dil alanında; kendini ifadede kendiliğinden konuşma başlatmada, soru yöneltildiğinde uygun yanıtı verebilmede güçlükleri vardır. Özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklarda anne babayı ve öğretmeni şaşırtan şey; soru sorulduğunda bloke olan çocuğun spontan konuşmaya başladıktan sonra gayet akıcı bir şekilde düşüncesini ifade edebilmesidir. Motor beceri alanında; büyük kas gruplarının organize olarak çalışamamasına bağlı olarak yüzme, bisiklete binme, atlama, topa vurma gibi kaba motor becerilerde sorun yaşarlar. Sakarlık sık rastlanan belirtilerdir. İnce motor beceri sorunları da gözlenir. Düğme ilikleme, makas kullanma, çatal-kaşık kullanma, kalem tutma, resim yapma becerilerinde zorlanırlar. Yazı problemleri mevcuttur, ya hızlı ve bozuk yazarlar ya da çok yavaş öğrenme güçlüğünde ses ve konuşma bozukluklarıyla ilgili görüş ve yaklaşımlar da getirmişler. Disleksiklerin 3 grupta incelenmesi gerektiği söylenmektedir. 1. Disfonetik Disleksi İşitsel kavrama ve ayırt etme becerileri zayıftır. Fonetik bozukluğu olan çocuklar bu grupta yer alırlar. Dil ve sözlü ifade alanında güçlük çekmektedirler. Sözcüklerin fonetik ayrımını yapamazlar. Fonolojik model disleksinin klinik görünümü ve nörologların beynin fonksiyonu ve organizasyonu ile ilgili bulgularıyla tutarlı görünmektedir. Linguistler dil sistemini, her bir dilin belirli bir yönüyle ilgili olan bileşenlerin aşamalı olarak dizilişi şeklinde ifade etmektedirler. Bu dizilişin en alt basamağı dilin içerdiği ayırt edici ses parçacıkları yani fonemlerdir. Kelimelerin tanınması, anlaşılması ve bellekte depolanması ya da gramer açısından incelenmesi için beynin fonolojik modülü tarafından fonetik birimlere ayrılması gerekmektedir. Bu süreç konuşma dilinde otomatik olarak gerçekleşmektedir. Liberman’;a göre konuşma doğal, okuma bir buluş olduğundan bilinç düzeyinde öğrenilmesi gerekir. Okumada birey görsel, simgesel yazıyı dille ilgili kavramlara çevirir, harfleri seslere dönüştürür. Ayrıca bu seslerin yazıda dizilişini de anlaması gerekir. Dizilişi anlayamazsa sesleri farklı sıralayabilir, heceleri karıştırabilir. Okuma bozukluğu olan çocuklarda yazının anlaşılmasını engeller. 2. Disidetik Disleksi Bu tipteki çocuklar zihinde canlandırma yetenekleri bozuk olduğu için harflerin, sembollerin görsel-mekansal analizini ve ayrımlaştırmayı yapamazlar. Bu nedenle harflerin sırasını karıştırır, ters çevirir, günleri, ayları sırayla söylemede zorlanırlar. 3. Karma Tip Her iki gruptaki özellikleri bir sınıflama ise; 1. İşitsel-Konuşma Dil Grubu Sözel alanda güçlük çeken çocuklardan oluşur. Sorulara yanıt vermeleri, isimlendirmeleri, tanımlamaları zorlukla yaparlar. 2. Görsel-Uzamsal Grup Bunlar daha çok görsel ve uzaysal algıya ilişkin sorun öğrenme güçlüğünü hemisfer fonksiyonlarına göre de ayırt etmişlerdir Bakker Sol Hemisfer Fonksiyon Bozukluğu Okuma güçlükleri bu grupta değerlendirilir. Yavaş okuma ya da hızlı okuyup harf atlama, değiştirme, ekleme türünden hatalar yaparlar. Sağ Hemisfer Fonksiyon Bozukluğu Sağ hemisfer fonksiyonlarına bağlı görsel algı kusurları olan çocuklardaki okuma güçlüklerini ifade eder. Okumaları yavaştır. Eksik bırakma ve tekrarlama hataları yaparlar. Özgül Öğrenme Güçlüğünün Belirtileri Özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklarda, gördüğü şeyi yanlış algılama, uzaklığı ve derinliği algılamada, mekanı algılamada, sağ-sol ayırt etmede sorunlar dikkati çeker. Top oynarken, ip atlarken, yazı yazarken, saçını tararken sanki beceriksizmiş gibi görünen sorunlar yaşar. Konuşurken sesleri, yazarken harfleri karıştırır. Karışık bir çekmecede aradığı şeyi bulamaz. Gürültülü ortamlarda sesleri ayırt edemez. Sıraya koymada, organize etmede sorunları vardır. Öyküleri duyduğu gibi anlatamaz, başını, ortasını, sonunu karıştırır. Saati, çarpım tablosunu öğrenmede güçlüğü olur. Soru sorulduğunda yanıtlamada, kendiliğinden konuşmaya başlamada, yürüme, koşma, yazmada sorunlar olur. Bu sorunlarla giderek artan sıklıklarla boğuşmaya çalışırken sosyal ve duygusal sorunlar ortaya çıkar . Motivasyonunu olumsuz etkiler. Başarısızlık duygusu devamlı deneyimlendiğinde kendine güveni sarsılır. Tırnak yeme, enürezis, enkoprezis, arkadaş ilişkilerinde uyum sorunları başlayabilir. Bazen de akademik başarısızlıklarını örtmek için olduklarından farklı davranırlar; şamatacı, dersi kaynatmaya çalışan, dikkati çeken bir çocuk olabilirler. Aileler ders çalışmakta isteksiz olduğu, sınıfın dikkatini dağıttığı, giderek içine kapandığı yakınmalarıyla başvururlar. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite eşlik edebilir, biri diğerinden daha ağır olabilir. Okul öncesi dönemde; koordinasyonu kötü sakar yürüyüş, konuşması ağır, aşırı duygusallık, öfke, huzursuzluk, içgüdüleri kontrol etmede güçlük, kavramları öğrenmede güçlük, ilişkileri kavramada güçlük, ip uçlarını değerlendirmede yavaşlık görülebilir. Kendiliğinden konuşur ama soru sorulduğunda yanıt vermede güçlüğü olur. Bu sorunların giderek artması ve üst üste binmesi durumunda dikkat etmek gerekir. Tedavi edilmezse; çocuk kısır bir döngüye girer. Sınavlarda başarısız oldukça daha çok çalışır ama yine de başarılı olamaz. Anne ve baba endişelenerek çocuğu sıkı ve uzun çalışması için uyarırlar. Çocuk evde öğrendiklerini okulda hatırlayamaz. Aile çocuğu suçlayıp cezalandırır. Çocuk tükenir. Motivasyon kaybı olur. Başarısızlığı kendi hatası olarak görür. Hırçın ya da saldırgan olur ya da içe kapanır. Özgül öğrenme güçlüğü tanısı için akademik başarı testine ihtiyaç var. Ama Türkiye’;de böyle bir test mevcut değildir. Çocuğun okuma hızı, okuduğunu anlaması, sözlü\kopya yazı yazması, hataları ve hata sıklığı, imla kuralları ve matematik becerileri ölçülür. Yazım hataları; harf atlama, sözcük atlama, hece atlama, ters yazma, harf karıştırma, birleşik yazma, sözcük ekleme, yanlış yazma sözcüklerin anlamlarını bozma, imla hataları, yavaş yazma gibi sorunlar olup olmadığına eksikliği olan çocuk okuma\yazma hatası yaptığında uyarıldığında hatasını düzeltir ama özgül öğrenme güçlüğü olan çocuk hatasını düzeltse bile o hatayı çok sık engellemek yerine neyi, ne zaman, nasıl, ne kadar kolay yapabileceğini öğretmek gerekir, özellikle okul öncesi dönemde. ; Aileden çocukla ilgili bilgi alıyoruz. Akademik başarısı, oryantasyonu, organizasyonu, ders çalışma alışkanlıkları, dokunsal algısı, ince-kaba motor becerileri gibi. ; DEHB’; nda da özgül öğrenme güçlüğü görülebilir ama ikisi iki ayrı alandaki güçlüğü tarif eden bozukluklardır ve ayırt edici özellikleri vardır. DEHB belirtileri gösteren çocukta her alandaki işlev bu bozukluğun yarattığı engellemeler nedeniyle etkilenir ama özgül öğrenme güçlüğünde bir ya da iki alanda sorun varken diğer alanlar bundan bağımsız olabilir. Özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklar sadece okuma ya da yazmada zorlanırken DEHB olan çocuklar özellikle de hiperaktivite varsa hem okuma hem yazmada sorun yaşayabilirler hem de sürekli zorlanıp kısıtlanmak durumunda kalabilirler. Zihinsel kapasitelerinin beklenen başarıyı tüm alanlarda gösteremeyebilirler. DEHB’; nda sıklıkla dil sorunu görülmez özgül öğrenme güçlüğünde dil sorunu daha sık görülür. İnce motor becerilerde DEHB olan çocuklar daha çok zorlanırlar kaba motor becerileri iyi olabilir, özgül öğrenme güçlüğünde her ikisi de sorun olarak ortaya çıkabilir. Hem DEHB’; nda hem özgül öğrenme güçlüğünde dikkat sorunu gözlenir ancak özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklar seçici dikkat sorunu yaşar örneğin; ders çalışırken yoğunlaştırmaları gereken noktaya dikkatlerini yoğunlaştıramaz, dağınık bir çekmeceden istediğini bulamaz ama buna rağmen dikkati belli bir süre bir konuda yoğunlaştırmada sorun olmaz. DEHB olan çocuklar uzun süre bir materyalle uğraşmakta zorlanırlar. Özgül öğrenme güçlüğünde okul başarısızlığı görsel, işitsel, dokunsal algı, ayrımlaştırma ve bellek alanlarında ortaya çıkarken DEHB’; da başarısızlık daha çok dikkatini bir konuya yoğunlaştıramamak nedeniyle yaşanır. DEHB’; da okul öncesinde aşırı hareketlilikleriyle çabuk tanınır, özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklar okul dönemine kadar fark edilmeden gelişimlerini sürdürebilirler. Özgül öğrenme güçlüğü yaşam boyu sürer, DEHB yaşla değişerek ve azalarak devam eder.
öğrenme güçlüğü olan çocuğa okuma yazma öğretimi